Sakarya Gaz Sahası

Sakarya Gaz Sahası Geliştirme Projesi

Sakarya Gaz Sahası Geliştirme Projesi, T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’mızın Milli Enerji Hedefleri doğrultusunda, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) ile işbirliği halinde 2022-2023 yıllarında petrol ve doğal gaz arama faaliyetleri ile geliştirilmiştir. Sakarya Gaz Sahası Batı Karadeniz baseni Sakarya bloğunda açılan Tuna-1 kuyusu Ereğli’nin 175km kuzeyine yer almaktadır. Kuyunun bulunduğu bölgede su derinliği 2.117 metre olmakla birlikte tüm operasyonlar tamamen TPAO ve TP-OTC tarafından milli imkanlar ile yapılmıştır.

Sakarya Gaz Sahası’nda keşfi gerçekleştirilen doğal gaz ile devam eden aramalarla keşfedilecek doğal gaz rezervlerinin çıkarılması, karaya iletilmesi ve işlenerek ulusal şebekeye verilmesi amaçlanmaktadır. Sakarya Gaz Sahası Deniz Tabanı Üretim Tesisleri, Deniz Tabanı Nakil Hatları ve Kara Doğalgaz İşleme Tesisi Entegre Projesi (Proje), Karadeniz’den çıkarılan doğalgazı Türkiye’nin kuzey kıyısında bulunan Filyos’a 155 km uzunluğundaki boru hattı ile taşıyacak olan deniz ve kara projesidir. Filyos’tan gelen yeraltı boru hatları, yerel gaz talebini karşılamak için Proje’yi karada bulunan BOTAŞ şebekelerine bağlayacaktır.

Projenin çalışma alanının konumu, açık deniz bölümü, kıyı geçiş bölümü ve kara bölümünde olmak üzere, tüm faaliyetlerimiz TPAO’ya tahsis edilmiş olan, Batı Karadeniz petrol ve doğal gaz arama ruhsatlarında yer almakta olup, çalışmalarımız ülkemizin Karasuları ve Münhasır Ekonomik Bölgesinde yer almaktadır.

Avrupanın En Büyük Zemin Altı Projesi

Tesisin oturacağı zeminde konsolidasyon kaynaklı uzun süreli oturmalar 10 yıl ve üzeri sürelerde gerçekleşeceği detaylı geoteknik çalışmalar sonucunda belirlenmiştir. İlk gaz tarihi hedefi doğrultusunda bu sürelerin haftalar mertebesinde gerçekleşebilmesi için 40-45m uzunluğunda drenaj kolonları imal edilmiştir. Buna ilave olarak binaların oturacağı bölgelerde ise ayrıca 5-6m yüksekliğe sahip ön yükleme dolguları planlanmıştır. Tüm bu çalışmalar sonucunda toplam 22 000 adet drenaj kolonu ve 700 000 m3 ön yükleme dolgusu imalatı yapılmıştır. Bu sayede uzun süreli konsolidasyon oturmaları 6-8 hafta gibi kısa sürelerde tamamlanmıştır.

Zemindeki taşıma gücü problemleri sebebi ile forekazıklar ile derin temeller inşa edilerek üstyapı yüklerinin güvenli bir şekilde zemine aktarılması sağlanmaktadır. Bu amaçla 4 500 adet betonarme forekazık imalatı öngörülmüştür. Tüm forekazık ve drenaj kolonu imalatları toplamda 1 060 000m = 1 060km uzunluğa denk gelmektedir. Bu mesafe İstanbul-Trabzon arasındaki karayolu mesafesine eşittir.

Tüm bu imalatların “İlk Gaz” hedef tarihini sağlayacak şekilde tamamlanması için minimum 40m delgi kapasitesine sahip 35+ adet forekazık makinesi sahada çalışmaktadır. 140+ ekipman (silindir, mikser, kamyon, dozer, vb), 550+ personel (mühendis, formen, İSG, operatör, vb) ile çalışmalara 7/24 devam edilmektedir.

Fore Kazık ve Drenaj Kolonları

Fore Kazık ve Drenaj Kolonları

Geoteknik tasarımlar ODTÜ, İTÜ, GYTE ve Hacettepe üniversitesinden öğretim görevlileri ve danışmanlar nezaretinde devam ettirilmektedir. Bu amaçla Türkiye’nin en nitelikli ekibi kurulmuştur.

Zemin oturmalarının gözlemlenmesi için nümerik yöntemler haricinde sahada test dolguları imal edilmiş ve oturmalar gözlemlenmeye başlanmıştır. Manyetik oturma kolonları, yatay inklinometreler, piyezometreler, oturma plakaları ve hücresel basınç ölçerler ile zeminin tüm hareketleri saatlik olarak takip edilmektedir. Bu sayede sonlu elemanlar ile yapılan analizler sahadan elde edilen sonuçlar ile kalibre edilerek çok daha gerçekçi sonuçlar elde edilmektedir.

Forekazık tasarımları 2018 Deprem Yönetmeliği uyarınca kinematik ve eylemsizlik etkileşim analiz yöntemleri kullanılarak gerçekleştirilmektedir. Tüm bu analizler, alanında uzman tasarım mühendisleri tarafından gerçekleştirilmekte ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yetkinlikleri belgelenmiş gözetmenler tarafından da kontrol edilip onaylanmaktadır.

Dünyanın En Uzun ve Derin Deniz Tabanı Bağlantısı Projesi

Proje kapsamında tasarım, inşaat öncesi, inşaat aşaması, kurulum, işletme öncesi ile işletme aşamasında deniz ve kara bölümündeki faaliyetler ulusal ve diğer uluslararası kabul görmüş standartlara uygun olarak tasarlanmaktadır. Proje kapsamındaki tüm işlemler teknolojinin tüm imkanları seferber edilerek ve özellikle yerli ve mili imkanlar da geliştirilerek planlanmakta ve yürütülmektedir. Projenin deniz bölümü, kıyıdan 155 km açıkta ve yaklaşık 2200 metre derinlikte kurulacak olan deniz tabanı üretim sisteminden Filyos’taki kara işleme tesisine kadar uzanan alanı kapsamaktadır. Üretim sistemi, 2173 km2’lik bir alan içerisinde toplamda 40 adet üretim kuyusunu birleştirip gaz boru hatlarına aktarılmasını sağlayan deniz tabanında kurulu bir şebeke olacaktır.

Üretim Sisteminin Ana Parçaları

Deniz tabanında kurulması planlanan üretim sisteminin ana parçaları; her kuyunun üretim kontrol ve ölçüm bağlantılarının yapıldığı kuyuların başına konulan yatay kuyu başı vanaları ve kuyuların üretimlerini kontrol etmek ve üretilen gazı toplayarak gaz boru hatlarına aktarmak üzere yerleştirilen dağıtım hazneleridir. Bu teknoloji sayesinde çıkarılacak gaz, boru hatları ile kara işleme tesisine iletilecektir. Gaz boru hatlarının biri 16 inç (40,64 cm) diğeri 24 inç (60,96 cm) veya daha büyük bir yarıçapa sahip olacaktır. Kara tarafında kurulacak tesiste; rezervuardan gelen gaz içerisinde su ve sıvılar ayrılacak, partiküller filtrelenecek, nem alınacak, BOTAŞ limitlerinin üstünde olması durumunda azot içeriği düşürülecek, gaz basınçlandırılacak ve şebekeye sevk edilecektir.

Dijital Proje Yaklaşımı

Sakarya Gaz Sahası Geliştirme Projesi’nin tamamı dijital döneme uygun bir şekilde tasarlanmış ve yürütülmektedir. Dijital, tüm projenin bel kemiğini oluşturmaktadır. Bu, hem farklı mühendislik grupları arasındaki ve diğer paydaşlarla şirketimiz arasındaki işbirliği seviyesini ve iş yapma hızını artırmış, hem de tüm iş süreçlerin takip ve anlık olarak raporlamalarına imkan vererek proje yönetimini daha etkin hale getirmiştir.

Farklı kaynaklardan üretilen verinin tek kaynakta toparlanıp tüketilmesi, dijital ekosistemimize eklenen tüm yazılımların uyumlu bir şekilde konumlandırılması ve herbir bileşenin birbiri ile entegre çalışacak şekilde konfigüre edilmesi prensipleri gözetilmektedir.

Projemizin dijitalleşmesi ile gerçek zamanlı izleme, operatör eğitim simülasyonları, tüm sistemin “karar destek sistemi” olarak çalışması, mümkün olan noktalarda otomatik ve otonom işletim ve gözetim, ve ulusal şebekeye optimasyon hedeflenmektedir.